NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
هَارُونُ
بْنُ عَبْدِ
اللَّهِ حَدَّثَنَا
أَبُو بَدْرٍ
حَدَّثَنِي
أَبُو
عُتْبَةَ
إِسْمَعِيلُ
بْنُ
عَيَّاشٍ حَدَّثَنِي
سُلَيْمَانُ
بْنُ
سُلَيْمٍ
عَنْ عَمْرِو
بْنِ
شُعَيْبٍ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ جَدِّهِ
عَنْ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ
الْمُكَاتَبُ
عَبْدٌ مَا
بَقِيَ
عَلَيْهِ
مِنْ
مُكَاتَبَتِهِ
دِرْهَمٌ
Amr b. Şuayb'ın
dedesinden rivayet olunduğuna göre, Nebi (s.a.v.) "Hürriyetine kavuşmak
için efendisine belli bir para ya da mal vermek üzere) kitabet anlaşması yapan
bir köle, vermeyi vaad ettiği şeyden üzerinde (ödenmedik) bir dirhem kaldığı
sürece (yine) köledir." buyurmuştur.
Diğer tahric: Tirmizî
buyu' muvatta, mükateb
AÇIKLAMA:
Kitabet, mukatebe: Efendi
ile köle arasındabir mal üzerine yapılan akiddir. Buna göre köle kendisini
efendisinden satın alır. , borcunu ödeyince azad olur. Kitabet akdinden sonra
köle kendisi için çalışır, kazandığı mal kendisinin olur.
Mükâtib : Kölesi ile
kitabet akdini yapan mevlâ(efendi) idir.
Mükateb : Efendisi ile
kitabet akdini imzalamış olan köle demektir.
Cariye olursa
"Mukatebe" denilir. Mevzumuzu teşkil eden bu hadis-i şerif;
"İnsanın, henüz borcunun tümünü, ya da taksidinin bir kısmını henüz
ödememiş olan kölesini satması caizdir." diyen ulemanın delilidir.
Bu görüşte olan ulemaya
göre;; hadis-i şerifte borcunun tamamını ödemeyen mükateb bir köleliğinin
devam ettiğinin ifade edilmesi, bu durum da olan mükateb kölenin hala
efendisinin malı durumunda olduğunu ve dolayısıyla efendisinin onu satmasına
hiç bir engel bulunmadığını gösterir, ayrıca efendisine olan borcunu henüz
ödememiş durumda olan mükateb bir kölenin, gerek şahitlikte gerekse lehine ve
aleyhine olan cinayet davalarında, mirasta ve hadlerde köle hukukuna tabi
olması da efendisinin onu satmasının caiz olduğuna delalet eden diğer bir
husustur.
İbrahim en Nehaî ile
Ahmet b. Hanbel, mükateb köleyi satmanın caiz olduğu görüşündedirler. Malik b.
Enes de bu görüştedir. îmam-ı Şafii'nin eski görüşü böyle idi. Fakat sonradan
bu görüşünden dönmüş ve mükateb köleyi satmanın caiz olmadığını söylemiştir.
Nitekim İmam Ebu Hanife ile taraftarları da mükateb köleyi satmanın caiz
olmadığı görüşündedirler.
Ancak şurasını iyi anlamak
gerekir ki, mükateb köleyi satmanın caiz olduğunu söyleyenler, bu kölenin kalan
borcunu yeni efendisine ödemesi halinde hürriyetine kavuşması şartıyla satışı
caiz görmektedirler. Yoksa taksitlerini ödemekte olan veya kendisine tanınan
süre henüz bitmemiş olan bir köleyi efendisiyle olan kitabet akdini iptal
ederek satmanın caiz olduğunu söyleyen hiç bir ilim adamı mecut değildir.
Ayrıca bu hadis-i
şerif, henüz borcunu efendisine ödemeden vefat eden mükateb bir kölenin -geride
borcunu ödeyecek kadar bir mal bırakmış bile olsa- köle olarak vefat etmiş,
dolayısıyla geri kalan malının ve evladının efendisine ait olacağına delalet
etmektedir. Ömer b. Hattab, Zeyd b. Sabit, Ömer b. Abdulaziz, Zührî, katade,
İmam Şafii, İmam Ahmed bu görüştedir.
Bazılarına göre de bu
hadis, satılan bir malın müşteriye teslim edilmeden telef olmasıyla satış
akdinin batıl olacağına ve bir mal hükmünde olan mükateb bir kölenin de
satıldığı yeni efendisine teslim edilmeden önce ölmesiyle bu satışın hükümsüz
kalıp kölenin hür bir insan olarak ölmüş sayılacağına ve geride kalan malında
efendisinin hiç bir hakkı kalmayacağına delalet eder.
Hz. Ali ile Abdullah b.
Mes'ud da; eğer mükateb köle ölürken geride efendisine olan borcunu ödeyecek
kadar bir mal bırakarak ölmüşse bu köle hür olarak ölmüş sayılır. Eğer geride
kalan mal efendisine olan borcundan daha fazla olursa bu fazlalık miras olarak
kendi; hür çocuklarına kalır, görüşündedirler. Ata ile Tavus, en- Nehaî el-
Hasen, İmam Ebü Hanî-fe ve taraftarları ile imam Mâlik de bu görüştedirler.
Yine bu hadis-i şerif,
efendisine olan borcunu ödeyen kölenin hürriyetine kavuşmuş olacağına delalet
etmektir. Hürriyetine kavuşan köle ile efendisi arasında mevle'l-ıtâka bağı
meydana gelir. Yanı, bu kölenin zevilerham da dahil olmak üzere hiç bir yakını
bulunmaması halinde mallarına eski efendisi varis olur.